Severiz sevmeyiz, oy veririz vermeyiz son çeyrek asra damgasını vurmuş bir siyasi lider Erdoğan ve Ak Partisi geçeğini kimse inkar edemez. Türkiye'nin buhranından doğmuş, küllerinden alevlenmiş, kayda değer büyük halk kitlelerince umut olarak görülmüş bir siyasi parti. Dönemin şartlarında Alevi’siyle Sünni’siyle, Kürdüyle Türküyle, Sağcısıyla Solcusuyla, Dindarıyla Seküleriyle bir Türkiye mozaiğiydi. Bu kadrolar bir çok alanda büyük işler de gerçekleştirdi.
Çeyrek asır sonra gelinen noktada son yerel seçimlerde hezimete uğramış bir Ak Parti kaldı. Bunun ekonomiden tutun adalete değin sayısız sebepleri sıralanabilir ve hepsi de kendince doğrudur. Büyük metropoller bu Saiklerle kaybedilmiş olsa da kale diye adlandırılan iller de kaybedildi. Örneğin Adıyaman, Şanlıurfa gibi illeri ben bu Saiklerin dışında tutuyorum. Tutuyorum çünkü buralarda seçimi kaybettiren ne ekonomidir ne adalet yozlaşmasıdır, ne deprem sonrası muameledir. Buraların kaybedilmesi tamamen partinin siyasi baronların elinde tekelleşmesidir. Bunun en bariz örneğini Adıyaman’da yaşadık. Halka duyarsızlığın hat safhaya ulaştığı partide halka rağmen ben yaptım oldu mantığıyla hareket edilip adayların belirlenmesi kaybı kaçınılmaz kıldı.
Bakmayın siz Adıyaman’da bir kaç ilçenin Ak Parti tarafından kazanıldığına. Bu bölgeyi tanıyanlar çok iyi bilirler ki aslında Kahta’da, Sincik’te şans eseri kazanıldı. Kahta’da bu denli çok adaylı bir seçim olmamış olsa sadece seçime giren iki grup ittifak etmiş olsaydı Kahta yüzde yüz kaybedilirdi, keza oransal olarak Ak Parti Türkiye şampiyonu olan Sincik ilçesi de aynı. Sn. Erdoğan gelmemiş olsaydı, yol sözü verilmemiş olsaydı ve iki grubu birleştirmemiş olsaydı Sincik’te kaybedilmişti.
Adıyaman ve ilçeleri gerçeği şunu apaçık ortaya koymuştur. Ak Parti teşkilatı Adıyaman’da laçkalaşmış, tekelleşmiş ve halktan tamamen kopmuştur. Partiyi ele geçirmiş bir seçkin zümrenin partiyi eş dost ahbap ringine çevirdiği gerçeği halkı çileden çıkarmıştır. Bin bir entrikanın döndüğü, vekillerinin pasifize edildiği kararların kimden geldiğinin bilinmediği esrarengiz bir bilmece partisi olmuştur. Bu tespitlerin altı boş değildir, tek tek altını da doldurur sayfalarca yazabilirim de fakat kısa ve öz geçmek istiyorum. Örneğin seçimden önce kendisiyle tanıştığım ve Adıyaman’a dair umut addettiğim bir vekil adayı İshak bey vardı. İlk izlenimlerim Ak Parti standartları üzerinde bir demokrat kişiliği ve azmi gerçekten umut vadediyordu. İnsanların çoğu da bunu hissetti ve genel seçimlerde neredeyse rekor oy verdiler ve seçtiler. Fakat bir sonraki seçimde deyim yerindeyse yerden yere vurdular, çok büyük bir ders verdiler. Şunu da belirtmeden geçmemek istiyorum; İshak beyin ismini kulandım diye eleştirilerim sadece ona değil, yine içlerinde diğer alanlarda elinden geldiğince çabasına şahit olduğum odur, benim eleştirin onun nezdinde tüm vekillere.
Bunun sebebi iyi araştırılmalı bu tablo okunamazsa gelecek dönem genel seçimlerde çok büyük hezimete uğramaları kaçınılmaz. Çünkü insanlar bunları umut olarak gördü, mevcut kalıplaşmış dar alandan siyaseti kurtaracaklarını ümit ederek bu kadar oyu verdi. Fakat yanıldıklarını bir yıl gibi kısa bir sürede idrak edip gereğini de yaptılar. İnsanlar şunu gördü, yine birilerinin borusu ötüyor, yine teşkilatlar akraba yuvası, kabile çanağı, yine birileri sömürüyor, yine üvey evlat nöbete devam ediyor. En şaşırtıcı ve kırılma noktası da neydi biliyor musunuz? Halkın seçtiği vekiller kendi seçim bölgesinde dahi aday belirleyemediler. Bırakın aday belirlemeyi il genel meclis üyesi bile belirleyemediler. Bu çok acı bir tabloydu ve halk gereğini de yaptı. Böyle devam edilirse ben az çok siyaset okuyabiliyorsam önümüzdeki seçimlerde tamamen sehpaya tekmeyi vuracaklardır.