Emir verenlerden misiniz itaat edenlerden mi ?
Geçmişten geleceğe varolan sistemin birer parçalarıyız. Sistemi varolan gücümüzle reddettiğimiz halde sistem biziz. En ilkel kabilelerden tutunda günümüzdeki cumhuriyetle yönetilen ülkelerde dahi alt üst ilişkisi vardır. Aslında bu sistemi biz oluşturuyoruz ve kendi elimizle oluşturduruğumuz sisteme itaat ediyoruz aynı kendi eliyle yaptıkları tanrılara tapan ve onlardan ilahi güç bekleyen putperestler gibi. Oyuncuları, şarkıcıları kendi eliyle ünlü edip sonra gözünde ilahlaştıranlar gibi.Yahut zaten var olan krala sonsuz sadakat besleyip ne olursa olsun itaat edenler gibi. Bu öyle bir durum ki filmlere dahi konu olmuş. Örnek verecek olursam Esaretin bedeli filminde Red cezaevinden çıktığında bir işletmede çalışmaya başlıyor. 40 yıl boyunca tuvalete gitmeye dahi izin istediğinden dolayı çalıştığı yerde tuvalete gitmek için izin istiyor ancak patronu buna gerek olmadığını söylüyor. Sahnenin devamında Red şartlı tahliyeyi bozmak ve geri cezaevine girmek istiyor çünkü alışılmış itaatı alışmadığı özgürlüğe tercih ediyor. Bizden hiyerarşik olarak üstte yer alanların emirlerini sorgusuz sualsiz yerine mi getiriyoruz, bu yasadışı olsa dahi mi ? Birçoğunuz ilk etapta bu soruya hayır cevabını verecektir. Ancak bu sorunun kanıt niteliğinde bir cevabı var ; Astroten deneyi.
1966 yılında Psikiyatrist Charles K. Hofling gerçek hemşirelerle bir deney yapıyor.
Deney şöyle başlıyor; Hastanede çalışan tüm hemşirelere astroten ilacının ne olursa olsun en fazla 10 mg verilebileceği daha fazlasının ölümle sonuçlanacağı söyleniyor.
Daha sonra rütbece çok yüksekte olan ancak hastanede kimsenin daha önce adını duymadığı ( kurgusal) bir doktordan yazı geliyor.Yazıda tüm hastalara 20 mg astroten ilacının verilmesi söyleniyor. Her ne kadar bu isimde hastane de bir doktoru tanımasalarda 22 hemşireden 21 i sorgusuz sualsiz hastalara 20 mg astroten ilacını vermeye gidiyorlar bu esnada kapıda bekleyen görevliler hemşireleri durduruyor ve bunun bir deney olduğunu söylüyorlar.
Peki ya bu bir deney olmasaydı ve gerçekten ölümcül dozda ilaç verilseydi ? Verilen emir ne olursa olsun itaat edilen bir ortamda kast sisteminin tepesinde yer alan kişinin merhametine kalmış oluyoruz. Adolf Hitlerin insanlığı nasıl etkisi altına aldığına bakarsak itaat konusunda eylemlerimize çok dikkat etmemiz gerektiğini bir kez daha anlamış oluyoruz. Peki asıl soru şurada başlıyor tek suçlu emri veren mi yoksa emre itaat edenler mi ? Kral mı kralcılar mı ? Eğer halk Adolf Hitlere itaat etmeseydi yine de bu kadar güçlü olur muydu ? Krallara boyun eğilmeseydi krallıklar olur muydu ? Belkde sorumluluk almamak için itaat eder insan. Sorumluluk almama uğruna her şeyini krala sunar özgürlüğünü dahi. Çünkü kişi seçim yapma özgürlüğüne sahipse seçimlerinin sonucunu almak zorundadır. Sonuçlara katlanmamak için seçim yapmaz. Sorumluluk alanlar seçim yapma özgürlüğüne sahip olanlardır...